Ballı Süt

Dışarıda aralıklarla yağan kar adeta bir kar küresinin içindeymiş hissi veriyordu. Küçük çocuk camın önünde oturmuş yoldan geçen arabaları izliyordu. Sokak lambasının yüzüne vuran ışığı beraberinde bu ıssız geceyi de aydınlatıyordu. Yüzünü ellerinin arasına alıp gözlerini kapattı.

Efe, hayatın zorluklarını 6 yaşında tanımış bir çocuktu. Annesini, babasını ve ablasını trafik kazasında kaybetmiş, kendisi ise ufak sıyrıklarla hayatta kalmayı başarmıştı. Kazadan sonra amcası ve ailesi ona kol kanat germişti. Uzunca bir süre kimseyle konuşmamış, gecelerini de kabuslarıyla geçirmişti. Şimdi ise biraz daha iyiydi.

Yengesinin ona hazırladığı ballı sütünden bir yudum daha alırken ağzına gelen yoğun bal tadıyla yüzünü buruşturdu. Annesi bu gece yanında olsaydı ona çoktan kakaolu süt hazırlardı. İç geçirerek peteğe yaslandı.

Kapı tıklatıldığına gözyaşlarını silerek kendini toparladı. Gelen amcası ve yengesiydi. Ellerinde ise renkli kağıtlarla kaplanmış bir paket vardı. Öylesine parlaktı ki karanlıkta bile seçiliyordu. Amcası usulca yanına oturup yanaklarını sıktı, paketi önüne bırakıp küçük çocuğa sımsıkı sarıldı.

“Doğum günün kutlu olsun.”

Bu sözlere karşılık küçük çocuk hafifçe tebessüm edip paketi sıyırdı. Bu geçen gün mağazada gördükleri oyuncaktı. Amcasına sıkıca sarılıp odadan ayrılışlarını seyretti. Odada oluşan sessizlik duvarda tik tak eden saatin sesine izin vermişti.

Cama yüzünü dönüp oluşan buğuya bacası tüten küçük bir ev resmi çizdi. İçini bir ürperti kapladığında camdaki buğu da içerinin sıcaklığıyla yavaş yavaş silinmişti. Ayağa kalkıp yatağının içerine girdiğinde işte şimdi gözyaşlarına engel olamıyordu. Ballı sütünün son yudumunu da içtiğinde uykuya dalacaktı. Bir an önce uyumak istiyordu. Bir an önce uyumalıydı ki rüyasında ailesiyle daha fazla vakit geçirebilsindi. Çerçevedeki resmi eline alıp gözlerini gecenin büyüsüne kaptırıp yavaşça kapattı.

Yorum bırakın